Milli Eğitim Bakanlığı geçen hafta Anadolu liselerine öğretmen seçme sınav duyurusunu yaptı. Bu duyuru haklı olarak birçok öğretmeni şaşırtmıştır; bayram değil, seyran değil, bu sınav da nereden çıktı diye. Eminim bazı öğretmenlerimiz de, “Yine Bakanlığın kafasına esti, öğretmenlerimizi bir sınava tabi tutalım, sınayalım. Bakalım kendilerini yeniliyorlar mı?” demiştir. Evet, maalesef bayram da, değil seyran da. Yargı-Bakanlık cenderesi öğretmenlerimizi mağdur etmeye devam ediyor. Birde bu değirmene su taşıyan sendikalar da varsa. Ha, sakın şu anlaşılmasın, yargıda hak aramaya karşı değilim. Bir mağduriyet söz konusu olduğunda, hak ihlali olduğunda, bunun mücadelesinin yargı kanalıyla yapılması ve sonuna kadar gidilmesi gerektiğinden yana olduğumu burada ifade etmek istiyorum. Ama kimsenin menfaatinin ihlali söz konusu değilken, yargıya taşınan bir hususun binlerce öğretmeni mağdur etmesine de hiç tahammülüm yok. Şimdi gelelim olayın hikâyesine! Bir sendikanın Danıştay’da açtığı dava sonucunda fen ve sosyal bilimler liseleri ile güzel sanatlar ve spor liselerine öğretmen seçimine ilişkin yönetmeliğin bazı kısımları iptal edildi. Ocak ayında Bakanlığın yaptığı toplantıya katılmış ve Danıştay’ın iptal kararından aylar sonra gerekli düzenlemeler yapılmadan sınav kararının alınmasının yanlışlığını tüm hukuki gerekçeleriyle ortaya koymuştum. Ancak anlaşılan o ki, Bakanlık yanlış yolu tercih etti. Davayı açan sendika gibi öğretmenlerimizin mağduriyetine kapı aralamayı seçti. Bu bağlamda, sürece şöyle bir göz atmak gerekirse, MEB; Anadolu liselerine öğretmen atamasının nasıl yapacağına dair 19.12.2010 tarihinde bir değişiklik yaptı. Bu değişiklik ile Anadolu liselerine sınavla öğretmen atanmasına son verilerek yeni bir politika izlendi. Diğer taraftan, yine Bakanlığın aldığı bir başka karar ile de tüm düz liselerin kademeli olarak belirli bir takvim çerçevesinde Anadolu veya meslek liselerine dönüştürülmesi planlanarak ülke genelinde uygulamada sona doğru yaklaşıldı. Yani düz liselerin sayısı parmakla gösterilecek kadar sayıca azaldı ve bazı yerlerde düz lise neredeyse hiç kalmadı. Uygulamada süreç böyle devam ederken, bu olup bitenlerden sanki hiç haberleri ve bilgileri yokmuşçasına bizimde uyarımıza rağmen geçen hafta Bakanlığın internet sitesinde Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri ile Her Türdeki Anadolu Liseleri Öğretmenleri Seçme Sınavı e-Kılavuzu yayımlandı. Söz konusu kılavuza baktığımızda ise, Anadolu liselerine öğretmen seçimine yönelik ortada bir düzenleme bulunmamasına rağmen sınav duyurusu yapılmıştır. Oysa kapsamında, Anadolu liseleri bulunmayan bir yönetmeliğe göre her türdeki Anadolu liselerine öğretmen seçme sınavı adı altında sınav açılmasını anlamakta zorlanmaktayım. Ülke genelinde birçok düz lisenin Anadolu lisesine dönüştürüldüğü dikkate alındığında, bu sınavda başarılı olamayacak olanların görev yaptıkları il, ilçe veya beldede atanabilecekleri düz lise bulunmayan öğretmenlerin durumunun ne olacağı belirsizliğini korumaktadır. Bu uygulamayla öğretmenlerin il içinde ve iller arasında zorunlu yer değiştirmeleri de ihtimal dahilinde olacaktır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi öğretmenlerin zorunlu olarak girmek durumunda kalacakları bir sınav için belirlenen 80 liralık sınav ücreti ise Bakanlığın öğretmenini ne kadar sahiplendiğini(!) ortaya koymaktadır. Kendi kurumu tarafından kendi personeline yapılan bir sınav için belirlenen bu sınav ücretini anlamak mümkün değildir. Ülkemizde birçok kurum, kendi personeli lehine sosyal ve ekonomik iyileştirmeler ve ayrıcalıklar getirirken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere yaptığı, tek kelimeyle haksızlıktır. Kamu kurum ve kuruluşları arasında eşit işe eşit ücret çerçevesinde yapılan iyileştirmelerden öğretmenlere bir kuruş bile almayı başaramayan bir Bakanlığın, öğretmenlerinin gireceği bir sınav için 80 liralık sınav ücreti istemesi üzücü olduğu kadar düşündürücüdür. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum. Öğretmenlerimizden son birkaç gündür çok sayıda mail ve telefon da almaktayım, ‘Sınava girmem gerekir mi’ diye sorular sorulmakta. Bu sınavın yapılmasından rahatsız biri olarak ileride yeni uygulama ve yargı kararlarının ne getireceğini yüzde yüz kestirmek mümkün değildir. Ancak şu bir gerçek, Bakanlığın başlattığı bu süreç düz liseden Anadolu liselerine dönüştürülen okulların öğretmenlerinden Anadolu statüsünde olmayanların norm fazlası duruma düşürülerek yerlerinin duyuruya çıkarılması ihtimal dahilindedir. Bunun için Anadolu liselerinde çalışan ve Anadolu statüsünde olmayan öğretmenlerimizin mutlaka sınava girmeleri gerektiği gibi daha önce sınava girip başarılı olmuş ancak duyuru kapsamında fen lisesi, sosyal bilimler ve Anadolu liseleri tür kurumlara ataması yapılmamış olan öğretmenlerimizin de bu sınava girmeleri gerektiğini düşünüyorum. Eğitim ve öğretime yön veren ve yöneten Milli Eğitim Bakanlığı istikrarlı bir eğitim politikası izlemelidir. Bakanlığın eğitim politikası, öğretmeninden öğrencisine ve veliye kadar her kesimi doğrudan etkilemektedir. Günü kurtarma adına, her gün farklı uygulamalarla güne başlanmamalı, günlük eğitim politikaları belirlenmemelidir. Eğitime yön verenler, istikrarlı bir eğitim politikası ve geleceğimiz için kendilerinin de bugünlere gelmesinde büyük katkısı ve emeği olan öğretmenlerimize sahip çıkmalıdır. Çünkü gelecek nesiller onlarla şekillenecek, onlarla inşa edilecektir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
Emek varsa başarı vardır
Mutfak yangın yeri
Sağımızdaki yalanın gerçeği örtme çabası
Bir vakıf insanı, sendikacı Mithat Sevin
Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkinin değişmeyen adresiyiz
Sendikacılığın hokkabazları
Umudu yeryüzüne aşılamak için daha fazla gayret
Kitabın, davanın, vefanın hakkını veren adam: Erol Battal
Ne rakipsiniz ne de refik
Devlet yalan söylemez!
Destanımıza yeni bir sayfa daha ekledik
Popüler kültürün kutsallarına kurban verilecek hayatlarımız yok
Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır
Uluslararası sempozyumumuzun ardından
Sabır, dayanışma, direniş, kararlılık, alın teri...
İlimle yönetemeyen, zulümle yönetir
İyilik örgütlü gücümüzle kazanacak
Gelecek sizinle daha iyi olacak
Truva atı ya da beşinci kol faaliyetleri
Bir halk destanı: 15 Temmuz
Gelecek günler daha güzel olacak
Türkiye Buluşmamızda yapay sınırları aştık
Öze yeni bir yolculuk zamanı
Seçimimiz Kumpasları Bozmalı
Kararlı mücadeleyle güçlü Kazanımlar
Yüreğe Düşen Loğ Taşı
İLKSAN'da Zorunlu Üyelik Dayatmasına Nokta Koyduk
Destanlarımıza destan ekleyen lider kadrolara selam olsun
Yeniden Bismillah
Adım Adım Yükseköğretim Tazminatı Mücadelemiz
MEB'in 'I am Sorry' Deme Lüksü Yok
Y.U. Sendikacılığı
Yönetmelik Durdurulduğunda Atanmışlar Yürür mü?
Özgür Üniversite ve Örgütlenme
Kariyer Basamakları Bariyer Basamaklarına Döndü
Özür Durumuna Bağlı Yer Değişikliği ve Yargı Kararları
MEB Hatasından Dönmelidir
MEB Mevsimsel Norm Güncellemesinden Vazgeçmelidir
Nerden Baksan Haksızlık Nerden Baksan Tutarsızlık!
MEB’e Acil Reçete
Üniversitelerde Özgürlük ve Özlük için Örgütlenme
Tahriklere Gelmeden Kararlı ve Sabırlı Olacağız
Yeni Bakan Avcı’nın Eğitimde Önceliği Ne Olmalı?
Öğretmenler; Ömer’in, Merhamet ve Adaletini Bekliyor
Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?
Yeni Yılda da İnşa Sürecinin Öncüsü Olacağız
Sorun Yaşayanda mı Yaşatanda mı?
Yeni Bir Medeniyetin İnşası ve Öğretmenin Değeri
Bu Kez Yanılmak İstiyoruz!
Toplu Sözleşme Süreci ve Üç Cephede Mücadele Etmek
Hükümet ‘Yunanistan’a Döneriz’ Edebiyatından Vazgeçmelidir
Kesintili Eğitim ve Manipülatif Yaklaşımlar
Yolun Açık Olsun Yusuf Ziya Özcan Hoca
Ek Ödemede Eğitimcilerin Muadili Kim?
Köklü Değişim İçin Yeni KHK’lara İhtiyaç Var
Değişen Paradigma ve Hak Arama Kültürü
Son Toplu Görüşme’de Konfederasyonumuzun Kazanımları!
Usuls
Garip Bir Dava ve Sonrası…
Danıştay ve İsviçre’de Minareyi Yasaklayan Zihniyet!
18 Kasım Çarşamba Günü Meydanlardayız!
Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçimi
Öğretmenlerin Beklediği Yönetmelik
Hedefe Emin Adımlarla!
Bu Yanlış Uygulamayla Nereye Kadar!
Öğretmenim! Bu Bir İLKSAN Hikayesidir
Kadro Sözü Üzerinden Bir Yıl Geçti
Sürekli Değişen Kurallar Hukuki Güvenceyi Zedeliyor
Köklerimize dönmeli, faziletin izzetiyle yol almalıyız
Denetim, kadavraya otopsi değil, hayata koruyucu hekimlik yapmaktır
Her başlangıç yeni bir ruh, yeni bir heyecandır
'Olmak' ve geleceği kurmak imkânı veren eğitim sistemi
Soru çözen öğrenciden sorun çözen insana
Güçlü bir bilinçle ayağa kalkma, hakikati haykırma vaktidir
Bakanlığa göre öğretmenlik bizim için rehberlik
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ