MEMUR-SEN KONFEDERASYONU
EĞİTİM-BİR-SEN YOZGAT ŞUBESİ KADINLAR KOMİSYONU
BASIN AÇIKLAMASI
07/03/2015
8 MART TÜRKİYE’DE KADINLARA YÖNELİK EMEK SÖMÜRÜSÜ, AYRIMCILIK VE ŞİDDET TARİH OLSUN
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların haklarını aramak, çalıştıkları işin karşılığı ücreti alabilmek ve doğum izni talepleriyle başlattıkları mücadelenin yıldönümüdür. Bu mücadelenin 1857 yılında başladığını dikkate aldığımızda aradan geçen sürede fazla bir ilerlemenin olmadığı açıktır.
Günümüzde kadınların uğradıkları eşitsizlik, ayrımcılık ve şiddet halen devam etmekte, kadınların talepleri sürekli gündemdeki yerini korumaktadır. Her 8 Mart’ta, kadınların sorunları ve bu sorunların çözümüne yönelik talep ve önerileri kadın-erkek toplumun her kesimi tarafından dillendirilmekte ama köklü çözümler getirilmemektedir.
Kadın hak ve mücadelesinin sembol günü olan 8 Mart’ta daha güzel bir dünya ve daha iyi bir hayat umudu taşırken şiddetten, ayrımcılıktan, ikinci sınıf kabul edilmekten uzak, ümit dolu günler bekliyoruz. İnancımızdan, ırkımızdan, cinsiyetimizden ya da kılık kıyafetimizden dolayı dışlanmak istemiyoruz.
Haklarına ve hayatlarına dair söyleyecek sözü olan Memur-Sen çatısı altında örgütlenen Memur- Sen üyesi biz kadınlar yaklaşık 2 yıl önce kamuda başörtüsü özgürlüğü talebiyle başlattığımız “Sivil İtaatsizlik Eylemi” miz, örgütlü mücadelemiz sonucunda başarıya ulaştı. Biz kadınlar artık kılık kıyafetimizle değil, üreteceğimiz işlerle değerlendiriliyor var olan kapasitemizi ve potansiyelimizi yasaklarla mücadelede değil, kalkınmış ve müreffeh Türkiye’yi inşa edecek, değerleriyle barışık bir neslin yetiştirilmesinde kullanıyoruz. Kılık kıyafet ile ilgili kazanımlar elde etmemizi önemli bir aşama kabul etmekle birlikte Ülkemizde ve Dünyada bugün kadınlar birçok sorunla karşı karşıya kalmaktadır. Kadın erkek ayrımı yapmaksızın insanları en temel haklarından mahrum bırakan kadına şiddet, savaş ve yoksulluk bu sorunların başında gelmektedir. İnsanlık tarihi ile başlayan savaşlarda, kan ve gözyaşı sürekli arttı, hiçbir zaman da hesaplaşmalar, zulümler azalmadı. Yanlarında çocukları ile kalan biçare, umutsuz, yarınsız kadın fotoğrafları artık çok sıradan ve alışıldık bir hâl aldı. Suriye’de, Filistin’de, Mısır’da, Myanmar’da, Irak’ta sanki değişmez bir kadermiş gibi yaşanan hep aynı dram, aynı insan manzaraları. Sanki savaşların tek müsebbipleri kadın ve çocuklarmış gibi savaşın ağır sonucunun muhatapları da yine onlar.
Ne yazık ki insan hakları savunucusu olduğunu iddia eden Avrupa ülkeleri ve BM söz konusu Müslümanlar olduğu zaman bu insanlık dışı duruma her zaman ki gibi sessiz kalıyor, üzerine düşeni yapmıyor. Yanı başımızdaki komşumuz Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Myanmar’da ve İslam coğrafyasının çeşitli yerlerinde, savaş mağduru kadınların yaşadıkları dramlar hepimizin yüreğini sızlatıyor.
Bizler Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle kadınlarımızın geleceğimizi inşa eden emeğine duyduğumuz saygı ve şükranımızı ifade etmek isteriz. Peygamber Efendimiz (SAV) “Cennet , annelerin ayakları altındadır.” Sözünün muhatabı olan kadınlarımız her zaman insanlığın devamı için olmazsa olmazlardır. İnanıyoruz ki kadınların inşa eden, birleştiren gücü; tüm dünyada eşitlik, adalet ve özgürlüğün temininde öncü rol alacaktır. Bu düşüncelerle, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, dünyada ve ülkemizde kadın erkek tüm insanlar için barış, eşitlik, adalet ve özgürlüklerin gelişmesine katkı sağlamasını diliyoruz.
- Eğitim-Bir-Sen olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla aşağıdaki hususlara dikkat çekiyor ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz:
-Kadının cinsel ve ticari bir meta olarak kullanılmasının önüne geçilmesi için yasal tedbirler alınmalı, televizyonlarda kadını değersizleştiren müstehcen sahnelerin en az sigara içme sahneleri kadar insanlığı tehdit ettiği bilinmelidir.
-Çalışan annelerin çocukları için çalışma yerlerinde mutlaka kreşler açılmalıdır.
-Şiddet gören kadınların korunmasına yönelik atılan adımlar yenileriyle güçlendirilmeli, can emniyeti sağlanmalıdır.
- Kadına şiddete uygulanan cezalar artırılmalıdır.
-Kayıt dışı istihdamın önemli bir bölümünü oluşturan kadınların iş güvencesine yönelik çalışmalar hızlandırılmalı, bu yöndeki yasaların uygulanması için de titizlik gösterilmelidir.
-Kadınların çalışma hayatında doğum izni, süt izni gibi haklarını kullanmaları konusundaki engellemelerin önüne geçilmelidir.
-Eş durumundan tayinleri yapılmayan bin 518 öğretmenin mağduriyeti giderilerek aile bütünlükleri sağlanmalıdır.
-Antidemokratik süreçlerde inancı, kimliği ve kişiliği nedeniyle mahrum edilen ve bedel ödetilen bütün kadın ve kızların hakları iade edilmelidir.
-Ders kitapları dahil, bütün materyallerde insanlara empoze edilmeye çalışılan kadın rol modellerin ayrımcılığı körükleyen unsurlar olduğu bilinciyle hareket edilmelidir.